Romantizmin, özellikle de Alman Romantizmi ’nin, önde gelen temsilcilerinden Ludwig van Beethoven, 17 Aralık 1770'de Almanya’nın Bonn kentinde dünyaya gelmiştir. Beethoven, babadan hatta dededen müzisyendir! Dede Beethoven, uzun yıllar Belçika’da bas çalmış, babası ise verdiği keman dersleri ile geçimini sağlamıştır. Baba Johann Beethoven, oğluna da müzik dersleri vermiş ve erken yaşta müzikle tanışmasını sağlamıştır.
Genç Ludwig, ilk bestelerini piyano için bestelemiştir. 20’li yaşlarına doğru ‘Mozart ile tanışmak’ hayaliyle evinden ayrılan müzisyen, annesini aniden ortaya çıkan hastalığı nedeniyle evine geri dönmüştür ve ne yazık ki kısa bir süre sonra annesini kaybetmiştir. Derinden etkilenen baba Johann, kendisini alkole vermiş ve bu durum genç Ludwig’in omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklemiştir.
Karşılaştığı zorluklara rağmen yılmayan ve çalışmaya devam eden Beethoven, ilerleyen yıllarda Joseph Haydn ile tanışma fırsatı yakalamıştır. Tanıştıkları dönemde (1792) Avrupa’nın tanınmış müzisyenlerinden olan Haydn, Beethoven’ın öğretmeni olmayı kabul etmiştir.
Genç müzisyen, yeni öğretmeni ile çalışırken eser vermek için acele etmemiştir. 1798, Beethoven için hem kariyeri hem de sağlığı için önemli bir yıl olmuştur. İlk senfonisini bu yıl yayınlamıştır ve sağırlığa evrilecek duyma kaybı da ilk olarak bu yıl başlamıştır.
Duyma kaybına rağmen Beethoven, popülerliğinden bir şey kaybetmemiştir. Napoleon Bonaparte’nin kardeşi Vestalfya kralı Jerome Bonaparte, Beethoven’ın müziğine hayrandır ve kendisine yanında çalışması için teklifte bulunmuştur. Fakat dönemin kaotik atmosferi ve karışık siyasi yapısı nedeniyle bu teklif pratikliğini yitirmiş ve Beethoven kendi evinde kendi müziğinin telif haklarını satarak yaşamını sürdürmüştür.
Müzik kariyeri tam bir başarı hikayesi olan Beethoven, özel hayatındaki trajedisi ise bitmek bilmemiştir. Döneminin soylularından Julie Guicciardi ile aşk yaşayan Beethoven, soylu bir aileden gelmediği için dışlanmış ve terkedilmiştir.
Daha sonra, 1810 yılında Theresa Malfatti’ye, kendisi için bestelediği Für Elise ile evlenme teklif etmiş fakat yine ‘soylu bir aileden gelmediği’ gerekçesi ile teklifi reddedilmiştir.
Sonraki sene şiddetli baş ağrısı ile doktoruna başvuran Beethoven, aldığı tavsiye üzerine Teplice’deki sağlık merkezine gitmiştir. Burada, hala kime yazıldığını bilemediğimiz, Türkçesi; “Ölümsüz Sevgili” anlamına gelen “Unsterbliche Geliebte” başlıklı aşk mektubunu yazmıştır. Mektup umutsuz bir aşkı anlatmaktadır ve her satırı hüzün doludur.
Hoşçakal meleğim. Hayatım. Sana olan sadakatimi biliyorsun. Kalbim senden başkasına asla ait olamayacak, biliyorsun.
Teplice’den döndükten sonra kısa bir bunalım dönemi geçiren Beethoven, Napolyon’un kaybettiği Wellington Savaşı ile motive olmuş ve uzun süredir üzerinde çalıştığı 7. Senfoni’yi bitirmiştir. Duyma yetisini neredeyse tamamen kaybetmesi de bu yıllara tekabül etmektedir.
Kardeşi Kaspar’ı 1815’te tüberküloz nedeniyle kaybettikten sonra daha ağır bir bunalım geçirmesine rağmen usta müzisyen asla çalışmasından kopmamış ve eserlerine devam etmiştir. Beethoven ustalık eserlerinden olan 9. Senfoni’yi 1824 yılında tamamlamıştır. Kısa bir süre sonra karaciğeri iflas eden büyük müzisyen, hayatının son yıllarını yatak istirahati ile geçirmiş, 26 Mart 1827'de Viyana'da hayata veda etmiştir.
57 senelik yaşamına yüzlerce eser sığdıran Beethoven, hem Klasik hem de Romantik Dönem'e damgasını vuran yegane bestecilerden biridir.
Yazımızı beğendiyseniz, aşağıdaki butonlardan paylaşarak bize destek olabilirsiniz.
Müzikle ilgili en güncek ve doğru bilgiler; musiconline blog 'da!