Araştırmacılar ve tarihçilerin incelediği üzere, Klasik Dönem'in başlangıcı J.S.Bach’ın ölüm tarihi (1750), bitimi ise Ludwig van Beethoven’ın ölümünün üç sene sonrası(1830) olarak kabul edilmektedir. Her dönemin bir hazırlık aşaması olduğu gibi Klasik Dönem de kendi formuna ulaşmadan önce birçok akımdan etkilenmiştir.
Bu akımlardan ilki olan 'Rokoko', Paris’te başlayan gözde bir akımdır. Bu akımın çıkma sebebi barok müziğin süslü ve karmaşık yapısına bir tepkidir. Sade, zarif ve cilalı sıfatları ile karşılık bulan Rokoko stili bu dönemde ön plana çıkmıştır. François Couperin ve Jean- Philippe Rameau bu akımın öncü isimlerindendir. J.S.Bach’ın oda müziklerinde Rokoko stilini kullanarak klasik çağı hazırladığı söylenmektedir. W.A.Mozart’ın ilk gençlik senfonilerinde de Rokoko stili görülmektedir.
Rokoko'nun ardından, Almanların edebiyat dünyalarında başlayan, adını Klinger’in romanından alan 'Fırtına ve Gerilim' akımı doğmuştur. 1770’li yıllarda sezgi ve duygu her şeyin temeli olarak görülmektedir. Bu akım, Almanların derin duyarlılık göstergesi olarak simgelenir. Fransızların yapay süslemelerle işlenen Rokoko’suna Almanların biçemi olan Fırtına ve Gerilim bir başkaldırıdır. Zıtlıklardan beslenir, aynı zamanda duygulardan beslenmesi ile ön romantizm olarak da kabul edilir. Bu dönemde gözde çalgı ‘klavikord’dur. Haydn’ın 35, 38, 39 ve 59 numaralı senfonileri, Carl Philippe Emanuel Bach, Johann Stamitz ve Christian Cannabich’ın yapıtları dönemin tipik örnekleri olarak kabul edilmektedir.
Bir diğer etki; 'Mannheim Okulu' olmuştur. Bohemyalı besteci ve kemancı Johann Stamitz, Almanya’nın güneybatısında Mannheim Orkestrası'nı kurmuştur. Stamitz, 40 yaşında vefat eder ancak ardında bıraktığı orkestra, dönemin tüm bestecilerini etkilemiş ve senfoni biçimini yeni çağa sunacak bir orkestra geleneği bırakmıştır. İlk defa üflemeli ve yaylı çalgıların bir arada kullanıldığı bu dönemde, bu çalgılardan doğan güçlü ses izleyicileri hayran bırakır.
Son etki olan 'Aydınlanma' en önemli akımdır. 18.yüzyılda gerçekleşen bu akım kilisenin yapaylığına karşı oluşan bir ayaklanmadır. Dinde doğallık önemli hale gelmiştir. Dünyasal, deneysel, özgürlükçü, eşitlikçi, pratik ve ilerici bir akım olan Aydınlanma, dünya geneline etki etmiş ve toplumsal etkisini Fransız İhtilali ile göstermiştir. İhtilal sonucunda ortaya çıkan bilimsel buluşlar, orta sınıfın doğması, sanayi devriminin yaşanması gibi toplum geneline etki eden durumlardan sanat da etkilenmiştir. Yine bu dönemde İlk kez, soyluların sarayının dışında büyük alanlarda konserler düzenlenerek halka yaklaşılmıştır. Amatör müzisyenlere yer verilerek, müzik yalınlaştırılmıştır. Nota, herkesin anlayabileceği bir kolaylığa dönüşmüştür. Bu dönemde müzik herhangi bir kalıbın içine alınmayarak kendi akışında yaşayan bir sanat olarak tanımlanmıştır.
Klasik dönem, Bach ve Mozart’ı hazırlamış, piyano keşfedilmiş ve Bach ile tanıtılmıştır. Piyanonun keşfi üzerine konçertolar yazılmış aynı zamanda opera geniş kitlelere ulaşmayı hedeflemiştir. Bu hedefe ulaşmada Mozart ve Gluck’un eserleri önemli ve yeni bir boyut kazandırır. Ayrıca üflemeli çalgılar da Klasik dönemin sonunda önemli bir yer edinmiştir.
Klasik dönem, Bach ve Mozart’ın çağı olarak tanımlanır. Büyüyen orta sınıfın yalın danslarına, kısa ezgiler ve akılda kalan müzik eşlik etmektedir. Klasik dönem öz ve biçim arasında kurulan dengedir.
Bu yazımızda, ' Müzikte Dönemler' ve ' Müzikte Barok Dönem' in ardından Klasik Dönem'i sizlerle paylaştık. Bir sonraki yazımızdan haberdar olmak için musiconline blog 'un yazılarını takip etmeyi ve haftalık bültenimize abone olmayı unutmayın!