Güzel şarkı söylemek, iyi gitar çalmak , kaliteli kayıtlar almak… Söz konusu müzik yapmak olunca, hepsi birbirinden önemli. Fakat genelde gözden kaçan, oldukça kritik bir başka nokta daha var: dağıtım.
Elbette, önce cevabını vermemiz gereken soru; müziği ne için yapıyoruz? Eğer sadece stres atmak ve keyif almak içinse, dağıtım konusuna hakim olmamız gerekmiyor. Fakat profesyonel müzisyen olmak isteyen herkes, müziğini farklı kitlelere nasıl aktarabileceği konusunda bilgi sahibi olmalı.
Dinlediğiniz müziğe nasıl ulaşıyorsunuz? Muhtemelen internette, YouTube’dan, Spotify’dan ya da başka dijital platformlardan... Yani bir tık ile, ufak parmak hareketleri ile istediğiniz müziğe ulaşabilir durumdasınız. Ne var ki bu durum yakın zamana kadar böyle değildi.
Birbirinden güzel müzikleri dinlemek için biraz daha geriye gidersek CD, kaset, hatta daha da geriye gidersek bir taş plak almanız gerekiyordu. Bu teknolojiler tamamen silinmiş değil, özellikle taş plaklar son yıllarda giderek popülerleşiyor - fakat konumuz bu değil :)
Şöyle düşünelim, birilerinin bir müzik marketten kaset (veya Plak/CD) alabilmesi için, o kasetin fiziksel anlamda üretilmiş olması gerekiyor. İşin içine üretim girdiğinde fabrika, lojistik ve işçilik gibi birçok maliyet kalemi giriyor.
Bundandır ki bu maliyetleri karşılayabilecek büyüklükteki plak şirketleri, bu maliyete değecek isimlerle çalışıyordu ve müzisyenlerin müziklerini yayması eskiden çok daha zahmetliydi.
Not: Tabii, Haydn gibi dahiler için eminiz müzik dağıtımı çok daha kolaydı. Zira kendisi, döneminin önde gelen dağıtım şirketleri ile anlaşarak müziğini tüm Avrupa’ya yaymayı başarmıştı!
Dijital medya devrimi sayesinde dağıtımın maliyeti herkes tarafından karşılanabilir bir seviyeye geldi ve bu müzik dağıtımını doğrudan etkiledi.
Ek olarak, bilgisayar ortamında müzik yapmanın kolaylaşması sayesinde kurulumu ve bakımı oldukça zahmetli olan stüdyoların yerini herkesin hemen hayata geçirebileceği ev stüdyoları almaya başladı. Böylece profesyonel müzik yapmak isteyen sanatçıların işleri daha da kolaylaştı.
Dağıtımın kolaylığı dışında, dijitalleşme müzikten para kazanmak isteyenlerin de işine geldi. Zira geçtiğimiz yıllarda müziğin sanatçıdan dinleyiciye ulaşması için araya birden fazla kişinin dahil olması gerektiği için, sanatçı müziğinden daha az para kazanıyordu.
Bu nedenle zaman içinde çoğu sanatçının esas gelir kaynağı canlı performanslar haline geldi. Şimdiyse canlı performans, ana gelirden çok bilinirlik veya marka için önemli. Çünkü turneden turneye koşmak, eskisi kadar karlı değil.
2016 yılında yapılmış bir çalışmaya göre, günümüzdeki müzik gelirinin dağılımı aşağıdaki şekilde:
Yani artık internet, bir müzisyen için mutlaka var olması gereken bir yer. Şanslıyız ki hemen hemen her müzisyen, YouTube, SoundCloud veya MixCloud gibi platformlara eserlerini yükleyebiliyor.
İşi biraz daha ileriye götüren bağımsız müzisyenler ise, anlaşmalı distribütörlerle çalışarak Spotify ya da Apple Music gibi yerlerde müziklerini yayınlayabiliyorlar.
Devir bağımsız müzisyenlerin devri desek, abartmış olmayız!
Bilgisayarda müzik yapmak ve bunu internette paylaşmak ne kadar kolaysa, online müzik dersi almak da size bir o kadar yakın. musiconline ile internetiniz olduğu sürece, istediğiniz yerden online müzik dersi alabilir, hatta müzik kariyerinizi hemen şimdi başlatabilirsiniz!