1-Müzikle Erken Yaşta Tanışma
Müziğe erken yaşta başlamak elbette büyük bir avantajdır. "Müzik dersleri ve çocuğun gelişimindeki rolü” yazımızda da bahsettiğimiz gibi, müzikle ilk tanışmamız aslında anne karnında başlar. Ve vücudun yapısı gelişmeye başladıktan itibaren (yaklaşık 3-4 yaş aralığında) müzik eğitimine başlanabilir. Bu evrede eğitmenin yapması gereken en önemli şey çocuğun hangi enstrümana ya da müzik dalına ilgisi olduğunu anlamaya çalışmak ve bu yönde öğrenciyi yönlendirmektir. Erken yaşlarda, her nasıl ikinci bir dil seçilirken, seçilen dilin ana dile yatkınlığı önemli bir rol oynuyorsa; aynı şekilde başlangıçta seçilecek enstrümanın da çocuğun istek ve fiziksel özelliklerine uygun olması gerekmektedir. Bu şekilde enstrümanda ya da seçilen müzik dalında yeterliliğe daha hızlı ulaşılabilir. Bir diğer önemli konu ise yapılan pratiklerin çocuğun ilgisini çekecek düzeyde olması gerektiğidir. Tecrübeli bir öğretmenden alınan ders sonucunda çocuk, okul müzik gruplarına girmeye ya da kendi müzik grubunu kurmaya teşvik edilebilir.
Müziği öğrenmek için geç mi kaldınız?
Hayır. Aslında bu tamamen müzisyen adayının müzik yapma istediğine ve seçtiği müzik dalına bağlıdır. Nasıl gelişme çağı bittikten sonra dans ya da belli spor dallarında başarı şansı zorlaşıyorsa bazı enstrümanlar için de bu geçerlidir. Fakat günümüzde geliştirilen metotlar sayesinde müziğe başlamakta geç kalınsa dahi başarılı olmak mümkün olabilir. Bu konuda en güzel örnek geç yaşta kemana başlamasına rağmen, kendi eğitim metodunu yazan ve müzik okulları kuran Shinitchi Suzuki 'dir.
2-Sürekli Pratik ve Çalışma
Kendisini bir enstrümana adamış olan herkes, müziğe olan tutkusuna rağmen, yapmak istediği son şeyin pratik yapmak olduğunu söyler. Sahnede hayranlık uyandıran sanatçılar, ressamlar, müzisyenler… monoton geçen yılların sonucunda bu seviyeye gelmiş olabilirler. Ancak müzikle uğraşan biri eğer az rastlanan bir yeteneğe sahip değilse, pratik yapmadan ilerlemesi pek mümkün olmayacaktır.
Şöyle özetleyelim, daha önce 10.000 saat kuralını duydunuz mu? Malcolm Gladwell tarafından popüler hale getirilen bu teori, bir yeteneğe gerçekten hakim olmak için 10.000 saat gerektiğini belirtmiş, birçok sanatçı tarafından da bu fikir desteklenmiştir.
3-Bir Müzik Programını Tamamlamak
Diğer tüm meslek gruplarında olduğu gibi müzik ve müzisyenlikte de tamamlanması gereken program ve sertifika benzeri disiplinler vardır. Hali hazırda başarılı bir müzisyen olsanız da pratikte ve derslerde öğrenilemeyen bazı kompozisyonlar ve performans bileşenleri, bu programlar sayesinde sağlanabilir, hatta yeni bir beste ya da müzik hizmeti verirken ihtiyaç duyulacak becerileri kazanmak da mümkün olabilir.
4-Bir İşi Herkes Tarafından Tanınacak Kadar İyi Yapmak
Çoğu müzisyenin hayalini kurduğu en önemli konulardan biri, müziğini kitlelere ulaştırmaktır. Çünkü müzik aynı zamanda bir iletişim aracıdır. Birçok meslek grubunda olduğu gibi, yapılan işte bilirkişi olmak ya da tanınmak, müzisyen adayının müzik macerasındaki en önemli adımlarından biri olabilir. Büyüyen endüstri içerisinde hızla artan rekabet ve bunun sonucu olarak da başarısızlık riski ortaya çıkar. Ancak durum değerlendirmeleri iyi yapılır ve müzisyen kendisini geliştirmeye devam ederse başarı merdivenlerini tırmanmak daha kolay olacaktır. İsmini yerel ya da global olarak duyurmak isteyen müzisyen, global geçerliliği olan sertifika sınavlarına hazırlanarak ve tecrübeli öğretmenlerden mentörlük isteyerek yerel lokasyonlarda gösteri yapma fırsatı elde edebilir. Ardından sosyal mecrada yapılacak tanıtımlarla yapılan müzik ve müzisyenin emeği daha çok insana ulaşabilir.
Eğer bir müzisyen adayı olduğunuzu düşünüyor ya da yeteneğinize güveniyor ama istediğiniz başarıyı gösteremiyorsanız online müzik dersleri size yardımcı olabilir. Bize başvurarak alanında uzman eğitmenlerimizden destek alabilir, global geçerliliği olan sertifika sınavlarında, başarıya musiconline ile ulaşabilirsiniz!
Unutmayın,
Herkes müzik yapabilir!